Ketebe Yayınları Esir Şehrin İnsanları

“Esir Şehir” üçlemesinin ilk kitabı olan bu roman, dağılan imparatorluğun ve insanlarının eş zamanlı çözülmesini derin ve sarsıcı yüzleşmelerle okura sunuyor.
Esir Şehrin İnsanları, yazarının “yürekli bir yalnızlığı göze alarak” yakın tarihin en önemli olaylarını çok yönlü¨ bir bakışla, tarihsel gerçekliği içinde ele aldığı ilk “şehir romanı”dır.
Gönülden köleler ve aldırmazlar arasından bir çıkış yolu arıyor.
Kaosun hüküm sürdüğü¨ mütareke İstanbulu’na yönelttiği keskin bakışlarıyla şehrin sokaklarını tararken ne berduşları, aylakları, işbirlikçileri ne vatanseverleri ve kendisinden kahramanlık umulmayan kahramanları gözden kaçırıyor.
Oysa esir bir şehirde, dost kim, düşman kim bilinmez!” Bir mücadele nerede başlar? Hürriyet duygusu ne zaman kan ve kemik kadar kati bir gerçek halini alır? Kemal Tahir, esir düşmüş payitahtın insanlarını işte bu çetrefil ve kaçınılmaz sorunun karşısındaki tutumlarına göre tasnif ediyor, tanımlıyor.
Ama hep ileriye bakmanın bir rahatlığı vardır.
Anında ölenler, yaralananlar olur.
Kaçarsın, kovalarsın.
Az da olsa, çok da olsa bir zaman sonra önemi kalmaz.
Muharebede düşman karşıdadır, üniformalıdır.
Hele, önce ‘vatandaş’ sonra ‘insan’ olunması gereken dehşetli sıralarda felaketle alçaklığın boğuşması kadar korkunç muharebe yok.
“Çöküntü¨ devrinde iki çeşit insan tipi ortaya çıkıyor: Namussuzlarla namuslular.